KIRINTI KÖYÜ TARİHİ
Kırıntı halkı bölgenin yerli halkından değildir. Şiran yöresine 18. Yüzyılın başlarından itibaren gelip yerleşmeye başlamışlardır.
1569 yılına ait Osmanlı kayıtlarında Kırıntı ismine rastlanmaz.
Kırıntı’ lılar gelmeden önce, bugünkü Kırıntı arazileri üzerinde çeşitli Rum, Ermeni, Türk ve Çerkez yerleşim birimleri vardı. En büyükleri Aydın Pınarındaki Midanış köyü idi. Bir diğeri Tevekküsdü köyü idi. Tandurlukta pazar kurulan bir köy ve Züydün kaçağında mezralar bulunmaktaydı. Bölgedeki Hırıstiyanların merkezi kilisesi olan Alatlı kilisesinin kalıntıları hala Sofugilin kalesinde görülebilir.
Hristiyanlar bölgeyi zamanla bölgeden giderken Çerkezler de Dumanoluk köyüne göç etmişlerdir. Onların boşalttıkları yerlere ise bugün ki Kırıntılıların ataları yerleşmiştir..
Bölgeye gelen ilk Kırıntı’lıların kim oldukları ve bölgeye ne zaman geldikleri hakkında kesin bir bilgi yoktur. Ancak soyağaçları izlenerek kaba bir hesap yapıldığında Kırıntı’nın azami 300 yıllık bir geçmişe sahip olduğu söylenebilir. Elimizdeki tek belge Gavrazlılar’ın 1745 yılında Kürtün’den sürgüne gönderildiklerine dair Osmanlı belgesidir. Kırıntı Köyünü oluşturan insanlar, Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz’in çeşitli bölgelerinden gelerek yöreye yerleşmişlerdir. Her boyun ayrı bir geliş öyküsü vardır. Bazıları mezhep çatışmalarından, bazıları adli vakalardan, kimisi de Osmanlı’nın o dönemdeki politikalarına ters düşerek sığınacak yer aramış ve saklanılması kolay olan Kırıntı dağlarına yerleşmişlerdir. Dönem celali isyanları ve büyük ‘’kaçkun’’ sonrasının, aşiretleri zorunlu iskan dönemidir. Gelenler birbirinden bağımsız olarak ve farklı zamanlarda gelmişlerdir. Şıhlılar Soğuk Pınara, Bal oğulları Harmancığa, Gavrazlılar Mahmudun Gözesine, Ayvazgiler Paltu Çukura ve Gahirgiller Yemlikaraya yerleşmişler. Ayni mezhepten olmanın avantajı ve korunma içgüdüsü ile birbirlerine yaklaşmışlar. Pirdelliler ve Sofugiller ise dağlara rağbet etmeyerek doğrudan bugünkü yerlerine yerleşmişler. Zamanla rumlar bölgeden çekilince dağlarda bağımsız yaşayan guruplar merkezileşme ihtiyacı da duyarak aşağıya inmişler ve Kırıntı Köyünü kurmuşlardır. Bu süreç içerisinde bazı aileler ikiye bölünmüş, bir kısmı Yeniköy’e yerleşmiştir. Yani Yeniköy direkt Kırıntı’dan ayrılma değildir. Aynı dönemlerde kurulmuş, insanlarının çoğu akraba olan iki farklı köydürler.
Bazı guruplar köye sonradan katılmıştır. Bunlar; Şefelliler, Abdallılar, Mercanlar ve Kelkitlilerdir.
Kırıntı’nın kuruluş ve gelişim süreci tüm 18. ve 19. yy. boyunca devam etmiştir. Şimdi ki yaşlı kuşakların çocukluk dönemlerinde, oldukça yaşlı bir kadın olan, Kelkitliler’den Gara Melek Kırıntı’nın 7 hane olduğunu hatırladığını söylermiş. Bu, yaklaşık 160 yıl kadar önceye denk düşüyor.
20.yy. a kadar olan dönemlere ait fazla bilgimiz yok. Yazılı kültürün olmayışı olayların dökümante edilmesine engel olmuş. Ancak yakın tarihe ait olanlar hakkında bilgilerimiz var. Örneğin 1912 yılında Recebin İsmaili’nin öldürülmesi ve muhacirlik yıllarının anıları hala anlatılır.
KIRINTI’LILARIN KÖKENLERİ Yukarıda değindiğimiz gibi Kırıntı Köyü 12 ayrı sülale ile bunların alt guruplarından oluşur. Bugün bunların çoğunun nereden ve niçin geldiğini, hatta soyağaçlarını biliyoruz. Şimdi kısaca her gurubu inceleyelim.
Şıhlılar : Şıhlılar Sarı Saltuk boyuna bağlı, Sarı Bal ocağındandır. Seyyid kökenli olup Horasandan gelmişlerdir. Ataları önce Soğuk Pınar’ın hemen yanındaki tepeye yerleşmiştir. Evlerinin yeri hala belirlidir ve duvar kalıntıları duruyor. Bu kadar yaşanılması zor, adeta kartal yuvasını andıran bir mekanı seçmelerine bakılırsa çok önemli bir şeyden kaçıyorlardı ve yaşam onlar için zordu.
Şıhlılar önce Yukarı Çiçekli Çayıra, sonrada Harmancık’ta Eski köye taşınmışlar. Kırıntı’ya geldiklerinde ise bugünkü yerlerine, yani Gucugeyn Derenin iki yanına yerleşmişler. İçlerinden bir hane Yeni Köye gitmiş.
Şıhlılar, Kırıntı’da aleviliğin dini önderleri olmuşlardır. Ataları Hasan Derviş’den başlayarak dedelik postu hep onlarda olmuştur. Şıhlılar’ın diğer bir kolu Kars’tan gelmedir. Üsük’ler ve Deli İbrahim’ler bu koldandır.
Gavrazlılar : Gavrazlılar, Kürtün’ün Çerçür köyünden gelmedir. Tarihçi Faruk Sümer’e göre bu köy çok eski bir çepni köyüdür. Çerçür’ün içinde buluduğu Gavraz bölgesinde bir ayaklanma olur. Osmanlı yönetimi 1745 yılında ayaklananları bölgeden sürer. Bayraktar ve Mahmut adlı iki kardeş kaçarak, önce Haşhaşın altına, sonra Kırıntı’ya gelirler. Mahmut , bugün kendi adı ile anılan Mahmudun Gözesi’ne yerleşir. Daha sonra köye inerek, aşağı mahallede, şimdi Kelkitlilerin oturduğu yere mekan kurarlar. Burada, Baloğulları ile geçinemezler. Kara Hasan isminde birini vururlar ve yukarı mahalleye, daha önce Bayraktar’ın yerleştiği bugünkü mekanlarına yerleşirler. İçlerinden Gara Memet, bugün Azizgillerin yaşadığı bölgeye yerleşmiş olup, onların atasıdır. Gavrazlılar, geçmişte ağaç eşya yapmakta usta olduklarından, külekçiler diye de anılırlar.
Bal Oğulları: Baloğgillerin nereden geldiğine dair net bir bilgi yok. Bunu kendileri de bilmediklerine göre, ilk kuşaklar geliş yerleri hakkında bilinçli olarak alt kuşaklara bilgi aktarmamış olabilir. Belki de, çok önemli bir olaydan kaçıyorlardı ve geliş yerlerini ve kökenlerini deşifre etmek istemediler.
Elimizde, Tunceli-Elazığ bölgesinden olabileceklerine dair ipuçları var. Bu bölgede Bal Aşiretleri yaşıyor.
Kırıntı’da ilk yerleşim yerleri Harmancık olup ev ve harman yerleri hala harabe halinde duruyor. Daha sonra köye inerek bugün oturdukları mekana yerleşmişler. Cicimali ve Aziz Balın 1982 yılında düzenledikleri soy ağacına göre, baloğullarının Kırıntıya gelen ilk ataları Balı’dır. Bal Oğullarından Ali Ağa’nın köyün kurulup gelişmesinde büyük katkıları olmuş. Esef Bal’ın uzun muhtarlık yıllarında köy sınırları belirlenmiş, cumhuriyetin ilk köy okullarından biri Kırıntı’ya açılmıştır.
Abdallılar : Abdallılar, Giresun’un Piraziz ilçesinden gelmedir. Köken olarak abdal türkmenidirler. Önce Alucra’ya yerleşmişler. Abdal Hüseyin isminde bir oğulları Kırıntı’ya gelerek Gavrazlı’dan Bayraktar’ın yanına çoban olmuş. Bayraktar ona kızını vermiş, bir kulübe yapıp içine yerleştirmiş. Yani daha baştan Abdallılar ve Gavrazlılar akraba olmuş ve her zaman birbirlerine yakın olmuşlardır. Bugün ki Abdallıların hepsi Abdal Hüseyin’in 5 oğlundan türemedir. Abdallı soy ağacına ait bir çalışmayı Habib Aydoğan yapmıştır.
Gahirgiller : Köken olarak Kara Peçe türkmenidirler. Bu yüzden kara soyadını almışlardır. Kırıntı’nın ilk yerleşiklerindendirler. Önce Yemli karaya yerleşmiş, daha sonra köye gelerek Harmantaşları’nın altına, bugünkü mekanlarına yeleşmişler. Ataları Kara Bektaş ve Kara Güssün, Şıhlılar’dan Hasan Derviş’le bozuşmuşlar. Onun kargışına uğrayarak asla çoğalmayacaklarına inanmışlar. Gerçekten de son dönemlere kadar asla nüfusları artmamış. Çok eski Kırıntılı olmalarına rağmen hep tek hane kalmışlar. Aslında bu yarı mitolojik ve uzun bir hikâyedir. Gahirgiller geleneksel olarak çalgıcıdırlar. Hemen hepsi zurnacı veya davulcudurlar.
Kelkitliler : Kelkitliler iki farklı aileden türemiştir. Biri, Kelkit’in elbizim Köyünden; diğeri Bayburt Pulur’dan gelmedir. Aslında birbirine pekte uzak olmayan iki yörede yaşayan bu iki aile muhtemelen tanış, belki de akraba idi. Yani Kırıntıya beraber gelmeleri tesadüf olmayabilir. Kırıntı’ya satıcı olarak gelip, Ali Ağa’ nın kavağının dibine çadır atarlar. Ali Ağa onlara Gavrazlı’lardan boşalan orta mahalleye yerleşmeyi teklif eder. Amaç köyü şenlendirmek, belki de Gavrazlılar’ın muhtemel bir geri dönüşüne set çekmektir. Pulur’dan gelenler Akkoyunlu boyundandır. Bu boy Akkoyunlu devletini kuran boydur. Ünlü hükümdar Uzun Hasan bu boydan olup,kökeni Pulurludur.
Mercanlar : Mercanlar, Tunceli’nin Ovacık İlçesine bağlı Mercan köyündendir. Bu köy Mercan Dağları eteklerindedir. Zeynel Abidin ağa, Osmanlı yönetimi tarafından Mercan’dan Çoruma sürülür. Hayvancılık yapan ağa, çiftçilerle geçinemez ve Çorumdan doğuya doğru kaçarak, Könger’in altına gelip yerleşir. Bir müddet burada yaşadıktan sonra Kırıntı’ ya göçerler. Bir kardeşleri de Çalgan ‘a yerleşir. Kırıntı’da,aşağı mahallede Harman Taşları’nın altında Gahirgiller ve Kelkitlilerle komşu olarak yaşarlar. Genellikle sakin yaratılışlı, mazbut insanlardır.
Şefelliler : Şefelli mahallesi aslında 4 ayrı soyun bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Bunlar ; Şefelliler, Çırakgiller, Ustagiller ve Çakırgillerdir. Şefelliler, Tunceli’nin Kaçgar köyünden olup; Derviş Cemal ocağına bağlıdırlar. Kırıntı’ya gelmek için oldukça uzun bir yol seçmişler. Önce Bayburt’un Harortu köyüne, sonra da Torul’un Galis köyüne göçmüşler. Bilahare Kırıntı’ ya gelen ataları Kahraman Ağa, son durak olarak burayı seçmiş. Daha sonra bir kol Yeni Köye yerleşmiş.
Şahveli oğulları, Şah İsmail’in müritlerinden Şah Veli soyundandır. Ustagiller ordu kökenli olup, Kırıntı’ya demirci ustası olarak gelmişlerdir.
Pirdelliler : Pirdelliler, Erzincan’ ın Çayırlı ilçesine bağlı Şebge köyünden gelmiş olup, Baba Mansur ocağına bağlıdırlar. Kan davası sonucu köylerini terk etmiş, Kırıntı’ya yerleşmişler. Bugünkü Kırıntı köyünün olduğu yere ilk yerleşenler Pirdellilerdir. Bu nedenle olsa gerek, köyün ortasında ve en elverişli mekanda onlar otururlar. İsmail Aydının oluşturduğu soyacına göre ataları Pirdal ve karısı Sanem’dir.
Ayvaz giller : Ayvazgiller Kırıntı da ki Tunceli kökenli soylardan bir başkasıdır. Önce Paltu Çukura yerleşmişler. Sonra, şıhlıların teşviki ile Harmancığa taşınmış ve onlara komşu olmuşlar. Aşağı köye inildiğinde de beraberlikleri devam etmiş ve birbirlerine hep yakın olmuşlardır.
Sofu oğulları : Sofu oğulları, Horasan ‘dan gelme, seyit kökenli bir guruptur. Onlar da direkt olarak bugün oturdukları mekana yerleşmiş olup, ilk yerleşiklerdendirler. Ünlü derviş Pamukbaş bu ocaktandır.
Kaynak : Sefa Öztürk
